Ormanlarımız Yanıyor, Hepimizin Elini Taşın Altına Koyma Zamanı

Ormanlarımız Yanıyor, Hepimizin Elini Taşın Altına Koyma Zamanı

Türkiye, bu yıl yine bir yangın felaketiyle karşı karşıya. İzmir’den başlayan ve şu an Bursa, Karabük, Eskişehir, Ankara gibi farklı bölgelerimizde devam eden orman yangınları hepimizin yüreğini dağlıyor. Ağaçlarımız, toprağımız, o ormanlarda yaşayan sayısız canlının sesi olabilmek için bu satırları yazıyoruz.

Bu sadece bir “yangın sezonu” değil. Bu iklim krizinin yakıcı bir sonucu.

Neden Bu Yangınlar Kontrol Altına Alınamıyor?

Türkiye’de son yıllarda yangınlarla mücadelede en çok tartışılan konulardan biri yangın söndürme uçaklarının ve helikopterlerinin sayısının yetersizliği.

Peki Neden?

1. Yetersiz Filolar & Geçici Kiralamalar:
   Türkiye, yangın söndürme uçakları konusunda sabit ve güçlü bir filo oluşturmak yerine, yangın sezonlarında geçici kiralamalarla çözüm üretmeye çalışıyor. Bu, hazırlıksız yakalanmamıza neden oluyor.
2. Bakım ve Modernizasyon Sorunları:
   Zamanında alınan bazı yangın söndürme uçaklarının bakımının yapılamaması, uçakları kullanılamaz hale getirdi. Bu da eldeki mevcut filonun küçülmesine yol açtı.
3. Artan Yangın Riski Ama Sabit Kaynak:
   İklim krizinin etkisiyle yangınlar hem daha sık hem de daha yıkıcı hale gelirken, bu artışa paralel olarak yangınla mücadele kapasitesinin artırılmaması ciddi bir açık yarattı.
4. Bürokratik Engeller ve Öncelik Sorunu:
   Yangın sezonu başlamadan önce alınması gereken önlemler, ihale süreçleri veya kurumlar arası anlaşmazlıklarla gecikebiliyor.

Bu Yangınlarda En Çok Kim Zarar Görüyor?

Bu yangınlar sadece ağaçları ve ormanları değil; orada yaşayan binlerce canlıyı, ekosistemi ve dolaylı olarak hepimizi vuruyor.

• Kaplumbağalar, kirpiler, sincaplar, kuşlar, arılar kaçamıyor.
• Toprak kuruyor, su kaynakları azalıyor.
• Hava kirliliği solunum yollarımıza kadar geliyor.
• Gelecek nesiller için yaşam alanlarımız küçülüyor.

Yanarak yok olan her ağaç, bizden bir nefes eksiltiyor.

Hepimizin Elini Taşın Altına Koyması Gerekiyor

Bu felaketleri durdurmak için artık sadece üzülmek yetmiyor.

Herkesin, bireysel ve toplumsal olarak harekete geçmesi şart.

Ne Yapabiliriz?

• Yangın sezonlarında doğada ateş yakmamak (piknik alanlarında dahi).
• Ormanlara karşı duyarlılığı artırmak için çevremizde farkındalık yaratmak.
• Atıkları doğaya bırakmamak (cam şişe, plastik, sigara izmariti gibi yangını tetikleyen atıklar).
• Gönüllü olarak orman koruma ve ağaçlandırma çalışmalarına katılmak.
• Kurumlara baskı yapmak, daha fazla hava desteği ve yangınla mücadele araçlarının sağlanması için sesimizi duyurmak.
• Günlük hayatımızda karbon ayak izimizi azaltmak (tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmek, bilinçli üreticilerden alışveriş yapmak).

Sessiz Kalırsak, Sıradaki Kaybedecek Olan Biz Olacağız

Bu yangınlar sadece çevreyle ilgilenen birkaç kişinin değil, bu ülkede yaşayan her bireyin sorumluluğudur.

Ormanlarımızı, toprağımızı, geleceğimizi korumak için hep birlikte sesimizi yükseltmeli ve harekete geçmeliyiz.

Ormanlarımızı, geleceğimizi, nefesimizi kaybetmeden.